EĞİTİM

Eğitimde Fırsat Eşitsizliği

“İnsanlaştırıcı bir eğitim, insanların dünyadaki varlıklarına dair bilinç kazandıkları bir yoldur” der Paulo Freire. Bireyin öğrenme yeteneğinin oluşmaya başlaması ile meydana çıkmış ve yaşam boyunca devam eden eğitim; sosyal yapı, ekonomik düzey, ailenin eğitim durumu ve coğrafi farklılıklar gibi pek çok etken eğitimdeki fırsat eşitsizliğini tetikliyor. Var olan eşitsizliklerin giderilmesi, tüm bireylere eşit şartların tanınması değil, eşit başarı şansı tanınmasıyla mümkündür. Eğer insanların hayattaki başarıları sosyal sınıflarına, sahip oldukları kültüre, cinsiyetlerine veya etnik kökenlerine göre belirleniyorsa eğitimde fırsat eşitliği yok demektir. Aksine bireyin başarısına yetenek ve zekâsına bağlıysa var demektir. Bireyin eşit koşullarda başladığı sürecin, belirli etkenlerden dolayı bozulmasındaki hasarı ortadan kaldırmak ya da en aza indirgemek mümkündür. Zorunlu temel eğitim, ücretsiz eğitim ve burslar, tamamlayıcı eğitim kursları (okullar ile sınırlandırılan eğitimin daha geniş bir yelpazeye sunulması gibi) koşulsuz materyal teminatı, ve sosyoekonomik alanlardaki farklılıkların en aza indirgenmesi gibi iyileştirici girişimler, eğitimde fırsat eşitsizliğini ortadan kaldırdığı gibi hayatı eş imkânlarla sürdürmesi ve mevcut fırsatlara herkesin eşit derecede sahip olmasını da beraberinde getiriyor.

Peki, Dünyada Fırsat Eşitliği Ne Durumda?

Eğitimde fırsat eşitliğinin yüksek olduğu Finlandiya ve Norveç gibi İskandinav ülkelerinde, hayata nereden başladığımız, hayatta ne kadar başarılı olduğumuz konusunda daha az belirleyici olurken, fırsat eşitliğinin düşük olduğu ülkelerde ise bunların aksine başlangıç noktası önem taşır. Örneğin Finlandiya’da öğrenciler ilgi ve istekleri doğrultusunda kendi eğitim-öğretimlerini şekillendirecek hak ve söze sahiptirler. Bunun yanı sıra öğrenciler standardize edilmiş bir sınav sistemine tabi tutulmuyor. (Yalnızca 16 yaşında ülke genelinde bir defa sınava tabi tutulan çocuklara genel kültür soruları soruluyor.) En nihayetinde bu iyileştirici girişimlerle birlikte kişi, mensup olduğu sosyal ve ekonomik durumuna bakmaksızın istek ve yeteneklerine göre toplumdaki yerlerini alabilme özgürlüğüne ve imkânına sahip oluyor. Bu bağlamda devlet, ülkenin eğitim ve istihdam başta olmak üzere her türlü imkânlarından bireylerin tamamen eşit bir şekilde yararlanma hakkına sahip olması için gerekli ortamı oluşturmak, sürdürmek ve korumakla görevlidir.

Yazar

Feyzanur AYDIN

Kaynakça

Metin Yılmaz, “En Başarılı Eğitim Sistemi Finlandiya – Benden Notlar” https://metinyilmaz.me/en-basarili-egitim-sistemi-finlandiya/ [09.12. 2014]

Bunlar da hoşunuza gidebilir...

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir