Eğitim birçok faktörün etkisinde gelişen çok boyutlu bir kavramdır. En önemli faktörlerden biri de eğitim yapılarının fiziksel koşullarıdır. Eğitim bilimleri, felsefe ve pedagoji gibi disiplinlerin yanında mimarlık disiplininin de eğitim-öğretim çalışmalarına katılmasıyla mekân ve öğrenme arasındaki ilişkiyi konu edinen çalışmaların sayısı son zamanlarda önemli bir şekilde artmaya başlamıştır. Öğrenim mekânlarının fiziksel koşullarının çocukların öğrenme performansı, …
Oyun oynamak çocuklar için kavramsal, duygusal, fiziksel ve sosyal anlamda en iyi öğrenme metodudur. Çocukların algılarının uyarılması ve motor gelişimlerinin olumlu yönde etkilenmesi için çeşitli oyun mekânlarını deneyimlemeleri gerekir. Aslında her mekân ve her ortam eğitim için bir potansiyele sahiptir. Fakat mekân kavramını dört tarafı çevrili bir oyun odası ile sınırlamak çocuğun, potansiyelini ortaya çıkarmasını …
İki yıla yakın zamandır örgün eğitime uzak kalmakla birlikte bireysel çalışma ve plan yapmanın önemini daha çok hissetmiş bulunmaktayız. Ders çalışırken, öğretmenimizi dinlerken, önemli bilgileri sürekli tekrarlamak için çeşitli not tutma yöntemleri deneriz. Bilgiyi hatırlamaya çalışırken not tuttuğumuz materyalin sağ/sol- üst/alt köşesinde olduğu zihnimizde canlanır da, o bilgi bir türlü gelmez aklımıza. Peki, not tutma …
Zorbalık, özellikle okullarda sıkça yaşanan bir şiddet türüdür ve daha üstün konumda ya da güçlü olanın karşısındakini -genellikle istediklerini yaptırmak amacıyla- etkilemesi, ezmesi ve gözünü korkutmasıdır. Yapılan eylemin zorbalık olarak kabul edilebilmesi için birtakım ölçütler vardır. Bunlar arasında kasıtlı olarak zarar verecek saldırgan davranışlar sergileme, olumsuz eylemin sürekli olarak uygulanıyor olması, taraflar arası güç dengesinin …
“Asıl tehlike nedir bilir misiniz? Hareketsizlik ve kararsızlık.“ Hepimiz özellikle de dezavantajlı konumda olduğumuz anlarda başarısızlıklarımızı ve gerçekleştiremediğimiz hayallerimizi, karşımıza çıkan engellere yükleriz. Üstelik hayatta kolaylıkla bir yerlere gelen insanlara bakıp haksızlıklardan ötürü iyi bir konumda olamayışımızdan da yakınırız. Peki, durup kendimize hayallerimiz için hangi bedelleri ödedik diye sorsak cevabımız ne olurdu? İşte Hidden Figures …
İnsan niçin çalışır? Yalnızca hayatını idame ettirebilmek için gerekli olan maddiyatı karşılamak, karnını doyurup, giyinip kuşanıp, barklanmak için mi? Evet bunların hepsi elzem, hayati ihtiyaçlar ve tabii ki çalışıp bu saydıklarım için para kazanmalıyız. Ama hayat, sadece bunları gerçekleştirmek amacıyla para kazanmaya odaklı bir çalışma gündeminden ibaret olabilir mi? Ya da böyle bir hayat hatırlarda …
Sınırsız ve rengârenk iç dünyaları ile çocukların kendileri sanattır. Resim çizerken, şarkı söylerken, dans ederken, oyun kurarken her çocuk iç dünyasının imzasını atar. Henüz duygularla yeni karşılaşan ve duygularını sözlü olarak ifade etme yetisi gelişmemiş çocuğa duygularını farklı yollarla ifade etmesi için ortam hazırlanmalıdır. Çeşitli ifade biçimlerini tecrübe eden çocuk bu vesile ile kendini tanımaya …
Üzerinde yaşadığımız toprakların hikâyesini, bilime katkılarını anlatmak amacıyla yola çıkan, durmadan bir şeylerden şikayet etmek yerine harekete geçen Sümeyye Ceylan ve ekibi önce Usturlab Atölye’yi kurarak interaktif, bilim, sanat ve teknoloji atölyeleri tasarlayan bir sosyal girişim hareketi başlattı. Uzun soluklu proje ve eğitimlere imza atan ekip daha sonra iki yıllık detaylı bir çalışmanın akabinde İstanbul …
“İnsanlaştırıcı bir eğitim, insanların dünyadaki varlıklarına dair bilinç kazandıkları bir yoldur” der Paulo Freire. Bireyin öğrenme yeteneğinin oluşmaya başlaması ile meydana çıkmış ve yaşam boyunca devam eden eğitim; sosyal yapı, ekonomik düzey, ailenin eğitim durumu ve coğrafi farklılıklar gibi pek çok etken eğitimdeki fırsat eşitsizliğini tetikliyor. Var olan eşitsizliklerin giderilmesi, tüm bireylere eşit şartların tanınması …
Toplumun değer yapısını oluşturan aileyi, toplumsal sorumluluğu olan bilinçli insan oluşturmaktadır. Vahyi modelimiz Peygamber Efendimiz, her doğan insanın fıtrat üzere olduğunu söylemiştir. Tertemiz dünyaya gelen bireyin karşı karşıya kaldığı ilk topluluk ailedir. Kant’a göre ilk kötülük insanın insanla karşılaşmasıyla başlar. Bu noktada vahyin korunması kadar vahyin doğru bir yol ile nesillere aktarılması önemli bir noktayı …
